Üzerine veri yazılmamış olanları geri alma olasılığınız yüksek, ilk aşamada recuva programıyla bir tarama gerçekleştirin, tarama modunu derin tarama olarak ayarlayabilirsiniz, çıkan tüm dosyaları önce bir kaydedin . Sonraki aşamada daha detaylı bir arama için Photorec yazılımını indirin ve şu aşamaları takip edin : www.cgsecurity.org

recuva'ya baktığımda kurtarmak istediklerimin üstüne veri yazılmış. overwrite gösteriyor.. binde bir ihtimal de yok mudur acaba?

veri yazılmışsa kurtarma ihtimaliniz yok. veri yazılanın geri gelme ihtimali olsa 8gb kartı 16gb olarak kullanırdık.

obsesif kompülsif bozukluk nedeniyle psikoterapiye gidiyorum. psikolog arkadaşlar daha iyi bilir ama ilk gittiğim psikolog sadece beni konuşturuyordu. sadece anlatıyordum. kafamdaki soru işaretleri için bir karşılık bile alamıyordum. bu mevzu, terapi yöntemlerinden biriymiş ama bende işe yaramadı. bu senenin başında psikiyatra gittim. teşhis koydu. ilaç tedavisi istemedim çünkü şu anda nörolojik bir rahatsızlık nedeniyle(epilepsi) zaten ilaç kullanıyorum ve bu ilaç başka bir psikolojik rahatsızlık için kullanılıyormuş. psikiyatr beni psikoloğa yönlendirdi. ilk başlarda kafamdaki soru işaretlerini, sıkıntı ve korkularımı anlattım. düzgün, basit ama etkili cevaplar verdi bana. takıntılarımı aşmam için bana yöntem önerdi. çok şükür şu anda daha iyiyim. güvenebileceğin bir psikolog bulursan bence işe yarar. psikolog sana yol gösteriyor. aslında sen kendini düzelteceksin.

terapide 3 haftadan hiç bir değişiklik hissedememeniz çok normal, zira hissedilmesi mümkün değil. terapi çok uzun soluklu bir süreç. siz anlatacaksınız, karşınızdaki dinledikçe sizi anlamaya yorumlamaya, size kendinizi yorumlatmaya başlayacak. anlatırken farklı farklı yerlere gidecek zihniniz, sizi terapiye götüren duyguların-düşüncelerin-olayların kaynaklarını yavaş yavaş bulacaksınız. tabii terapistiniz iyiyse ve siz de ona güvenebilirseniz. uyum da önemli sanırım. ama uzun süreceği kesin.

kendi deneyimimde yapamadığım şeyleri biraz yapabilir, katlanamadığım şeyleri biraz katlanılabilir kılabilmem için 2-3 ay falan geçmişti sanırım. bu dediğim de çözümü ürettim bitti oh rahatladım değil, bir şeyleri yapabilir olmaya atılan belki adımlar gibi. ama ilk birkaç seanstan sonra içine düştüğüm umutsuzluk halinden çıkmıştım, o daha hızlı oluyor.

terapi paket program gibi bitebilecek bir süreç de değil aslında, ya da şu kadardan sonra şunu hissedersiniz demek de mümkün olmayabilir, insanın tabiatından da ötürü. ama esas sizi oraya götüren problemler yolda yavaş yavaş da olsa çözümleniyor illa ki.

Moralini bozmak istemiyorum ama bir arpa boyu yol almak için yıllarca terapi görenler var (ben değil bir arkadaşım). Yine de Allah'tan umut kesilmez tabii.

İzlemiştim ancak müstehcenlik hatırlamıyorum.

Edit: Bahsi geçen görseli de hatırlamadım. Ama bu film öyle bir film değil. Swh.

film siyasi içerikli bir film. bu sahneyi ben de hatırlayamadım ama birkaç saniyeden ibarettir.

seat trim sesi diye google da aratırsanız bu markadan hemen vazgeçersiniz. hele ki bu araçlar 5 yaş civarında.

hyundai tam bi iş görme aracı. çok şey beklenmez ama üzmez de.

ben bu paraya toyota yaris ya da honda jazz diyorum.

Seat ile Hundai karşılaştırmanız da galip benim kafama göre hundai olacak.
@luluki katılıyorum ama siz sanırım bir tık sportive bir şey arıyorsunuz daha genç işi.
Yaris kullandım 2 sene kendisini hala unutamadım. Beni hiç üzmedi canım yaris :(

İlk araba için pahalı bence bunlar, idare edecek bi araba alıp, bi kaç ay sağa sola sürtüp kışın ortasında piyasa biraz düştüğünde bunlardan alsan bence daha iyi olur.

Piyasa gerçekten düşecek mi? Fiyatlar bundan daha düşük olur mu dersiniz? 60000 e sağlam araba bulsam çok üstünü aramıycam ama çok zor gerçekten.

2017 Model Seat ibiza 1.2 tsi 90 hp style paket kullanıyorum.
0 model almıştım.
Aracımdan gayet memnunum. Çok uzun yol yaptım kendisiyle ve herhangi bir sorun yaşamadım.
Trim sesi sorunu henüz yaşamadım ben.

10000 km'lik 1.2 seat'i al geç derim.

Öncelikle hasar kaydının olup olmadığını öğrenmeni tavsiye ederim. Fiyat uygun gelebilir ama bunun nedeni hasar kaydı da olabilir. Marka olarak hyundai mı yoksa seat mı diye sorsan seat derim ama

Cok tesekkurler fikirleriniz icin. An itibariyle hyundai i20 28000km de buldum ve aldım.

Çok merak ettim fiyat ve durumunu arabanın.. Yeşillendirseniz ne güzel olur..

Batma hissi sol göğsünüzde mi oluyor?

Supheli temasiniz vs var mi?

biraz geç cevap veriyorum :/ uyuyamadım epey, sonra uyuyup uyandığımda azalmıştı şikayet. gün içinde de bitti. normalde sırtüstü uyumam, uyandığımda sırtüstü yatıyordum. muhtemelen ciğere kaçtı. batma hissi sağ tarafta en alt kısımda oluyordu.. lanet hastalığın korkusu bile yetiyor.

Daihatsu sirion 60000 bandında idi ama son fiyatlarını bilmiyorum
Tam otomatik Japon arabası diye biliyorum

arabadan anlamıyorum, birazdan da gelip gömerler ama, corsa acemiler için çok uygun bir araba demeye geldim.

mitsubishi space star öneririm.

uygun fiyatlı ve yedek parçası ucuz araç arıyorsan pejo-citroen fransız grubuna bakmalısın. tahminimn o paraya benzinli 308 veya c3 alabilirsin.

Corsa’ya bulaşma. İyidir ama yakmıyor, bildiğin lıkır lıkır içiyor..

İkinci el alınır alınmasına da bu fotoğraf macro sayılır mı bilmiyorum.

@pass ben de zaten anca bu kadar oluyor dedim. kurtarmıyor 18-135...

Bütçen azsa lens yerine extension tube bak bence.

ben de aynı durumdayken
www.hepsiburada.com
şeklinde bir aparat keşfettim ve uzun süredir bununla idare ediyorum. Görüntü tabi ki macro lens kadar kaliteli olmuyor ancak makro dünyası için alternatif bir adım.
Örnek foto: hizliresim.com

Bende öyle kullanıyorum, debriajdan da biraz destek alıyorum, şimdiye kadar bi sorun çıkmadı.

Ben de aynısını yapıyorum, zararı mutlaka vardır da umarım büyük değildir :/

Vites dişlilerini zorlamış oluyorsunuz.

brrr sesinin adı vuruntu diye geçer. Araçlarda vuruntu sensörü vardır ve kontrol ünitesi bu sensörden geri besleme alarak duruma müdahale etmeye çalışır.

Vuruntu motor için zararlı neden ?

Daha fazla yakıt tüketirsin, kurum yapar vs olaylarını geçiyorum ama istenmeyen/beklenmeyen zamanda yanma olduğu için pistonlar, yataklar, kollar daha fazla yüke maruz kalabilir. 1000 kere yaparsın bir şey olmaz ama motorun ömründen minik minik çalarsın.

Yapma öyle, otomatik değil o. Yeri gelir yavaşladıktan sonra fırlayarak hızlanman gerekir, mesela arkana kamyon yanaşır ağırlığından duramayacaktır. Yüksek viteste hızlanamazsın. Brrrr der kalırsın, kamyon da öper arabanı. Devir değerlerine uygun hareket et.

Araba sirketin oldugundan ufak yipranmalar cok umrumda degil ama verilen kamyon ornegi hakli. Ben yine usenmeyip vites dusureyim.

Bu tarz ürünlerde ilk baktığım yer decathlon olur. Ürün özellikleri, detaylar ve müşteri yorumları nokta atışı ürün almamı sağlıyor.

www.decathlon.com.tr , bu ürünü personelimin doğunun en ucunda yaşayıp çobanlık yapan babası için almıştım. Adamcağız her aradığında ettiği dualardan hatim indirmiş kadar oluyor sağolsun :)

Bende Lowa’nın botu var. Askeri postal şeklinde. Ben gayet memnunum. Bunun haricinde postal şeklinde olmayanlar da var. Goratex zaten botları.

@synax sağlam olabilir belki ama bana daha formal bir şey lazım bu çok renkli yine de teşekkür ederim.
@silah taciri lowa güzel gibi duruyor karda vs üşüme yapıyor mu veya terleme ? Bir de hangi modeli kullanıyorsun hocam.

Benim bot bu: www.meydankamp.com

Bariz şekilde asker postalı gibi ama ben seviyorum. Üşüme, terleme gibi sıkıntı olmadı hiç. Ben özellikle dağda, ormanda kullanıyorum bu botu. Çok rahat.

İk’yla paylaşma. Tanıdık bulmaya çalış ve sadece genelmüdür yardımcılarına filan ulaş. Nerede çokluk orada bokluk. Gerçekten orjinal bir fikirdir seninki ama başkaları da kendi çıkarları için çalabilirler. Hele genelmüdürlükte değilsen işin çok zor..

Biraz geçmişinize ve sektörde ne kadar tanındığınıza bağlı ama kurumsal bir firmada dışardan kendi gelen birine kolay kolay güvenip departman başına geçirmezler. e iyi o zaman gel sen bu departmanı kur demezler.

O departmanı kurmak istediklerinde; içerden yetkin insanları seçerler ya da sektörde ilgili işi yapan kişilere teklif götürürler.

Müdür dediğin adamları gözünde çok büyütme. Bankalar gibi organizasyonlarda bu değişikliklere karar verme yetkisi olan insan sayısı 1-2’dir ve o kişiler müdürler değil.

Hevesli olman güzel. Gerçekçi de ol, imkansızı iste ;)

tabi belirtmeyi atlamisim x departmaninda calisiyorum yani konuya hakim durumdayim zaten amacimda yukselmek.. onumdekinin emekli olmasini beklersem kadayif olurum korkusu

bunu bir müdüre anlattığında fikrini çalıp hemen kendi bulmuş gibi yukarılara pazarlar sen en üst kademelere ulaşmalısın yoksa yokolur gidersin.

Atacaginiz mailde ne oldugunu soylemeden avantajlarini sayarak harekete gecebilirsiniz. Basond +1

Bu arada rakiplerinize gidip bilgi aktararak filan suclu durumuna dusebilirsiniz ayni zmaanda, ya da onlari suclu durumuna dusurebilirsiniz.

Hic kendi iknizla yukselme konusu uzerine konustunuz mu?

Bankalar genelde birbirleriyle etkilesim halinde, kim ne yapiyor nasil yapiyor durumu ne zaten yukarilarda biliniyor.
Yapilmiyorsa ya IK ile alakali, ic dengelerle alakali bir durumdur ya da sira gelmemistir henuz.
Kostek olmak gibi olmasin ama buradan yurumeniz zor biraz :/

amazon, steam gibi yerlerden alışveriş yaparsanız da yok. Yurtdışı sitelerde hiç yok. lakin kartla yapılan bir alışverişe itiraz etme hakkınız var, yani dediğiniz gibi bir alışveriş yapılsa itiraz ettiğinizde para size iade ediliyor.

not: 3D secure bir zorunluluk değil, dikkat ederseniz onay kodu aldığınız sitelerde 3D secure olmadan da alışveriş yapılmakta.

not 2: mümkünse sanal kart kullanın.

Ohoo eskiden imza ile alışveriş yapılıyordu, kart şifresi bile yoktu. Hele almanya'da amazon'da arkadaşa alışveriş yapmıştım, arkadaşın sadece hesap numarasıyla sipariş vermiştim, ne bir şifre ne ikinci doğrulama girmedim.

Neden böyle'sini çok düşünme çok vaka olsaydı doğrulama eklenirdi ama temelde 3d secure zaten seni değil bankayı korur bunu aklında tut, firmalar arka planda fatura adresi ile bankadaki adresler üzerinden bir kontrol yapıyorlar, senin harcama alışkanlıkların falan da önemli.
Senin kart bilgilerini aldım diyelim, girdim kendi hesabıma alışveriş yaptım, şöyle bir durum oluşuyor;
Hesap sahibi ile kart ilgisiz,
Fatura adresi ile kart ilgisiz,
Bu kartla daha önce başka hesap alışveriş yapmış,

O zaman bir ikinci doğrulama istemeliyiz diyebilirler veya anlık kontrol edebilirlerse 3d secure sayfasına yönlendirebilir.

Daha önce online alışveriş yapmamış birisinin kartıyla yapsaydım üstteki iki maddeye ek banka tarafında müşterinin ilk online alışverişi ve fatura sahibi-adresi ilgisiz görülürdü en kötü ihtimal müşteriye mesaj gider siz yapmadıysanız arayın konulu, iyi ihtimalde zaten onaylanmaz.

Peki mağdur olma ihtimalinde nolur? Senin kartınla birisi gerçekten alışveriş yaptı diyelim, muhtemelen bankadan şu anda dahi mesaj veya bildirim gelmiştir, yanlış bilmiyorsam mail de yasal olarak bildirildi sayılır, bu sebeple maili görmedim gibi bir şey yok aklında olsun, bildirim kanallarının doğru olması ve kontrol ediyor olman senin sorumluluğunda, devam edelim, böyle bir durumda bankayı arıyorsun ben yapmadım diyip ters ibrazda bulunuyorsun, anında yakalarsan ve 0 mağduriyetle çözmek istiyorum dersen ilgili firmayı da arayıp kartın ilk 4 hanesi ve muhtemelen son 6 hanesini verip ilgili alışverişi ben yapmadım dersen onlar da aksiyon alırlar ki 16 haneyi de söylesen bir şey olmaz muhtemelen.

Visa ve Mastercard sizi olumsuz deneyimlere karşı korur özet olarak.

Sanal kart kullanıyorsan gerek olmayabiliyor. Benim kartıma bağlı 3 tane sanal kart var. Limitlerini anlık olarak değiştirebiliyorsun. Kullandıktan sonra limiti sıfırlıyorum yada otomatik ödeme tutarları kadar sabit bırakıyorum.

Bir mağazanın kartından ödeme alabilmesi için bir bankada ticari hesabı olması ve pos alması gerekli. Eğer o mağaza kafasına göre çalıntı vs kart nolarından para çekmeye başlarsa o müşteriler harcama itirazında bulunup ödemeyi geri alırlar. Bu durum posu veren bankanın hiç hoşuna gitmez ve mağazanın posunu iptal ederler, o mağaza da bir daha karttan ödeme alamaz yani batar diyebiliriz. O yüzden kart nosu düşündüğünüz kadar hassas bir bilgi değil.

Bu mantıkla bakarsan hasbelkader anahtarını eline geciren bir kişi kopyalayarak evini de soyabilir.

3D güvenlik zaten kullanıcı için değil, işletme güvenliği için. yan sonradan sen yaptığın alışverişe itiraz edip işletmeyi meşgul etme diye. kredi karti zaten öyle sayı ile alışveriiş yapılan bir teknoloji, buna çare olarak sanal kart üretildi.

aşırıya kaçan bir sey goremedim, herkesin yapmasi gereken seyleri yapiyosunuz. yumurtalari yikamak hariç. oyle yapinca bakteriler çogaliyordu sanki

(bkz: okb)

Kasik olayi da pek normal degil ama hadi bi nebze.

Ama oyuncak ciddi takinti belirtisi bence. Ev senin bile degil.

Onun disindaki protez tirnak, supurge, yumurta durumu bende yok mesela ama garip bulmadim duyunca.

Kaşığı ve oyuncak toplama isteğini ben OKB belirtisi olarak yorumladım. Her gün evi süpürmek de çok normal bir şey değil bana kalırsa, yapacak işiniz olmadığı için yapmıyorsanız. Psikolog değilim.

Her gün silme süpürme işini robot süpürge yapıyor. O kadar işsiz değilim.

oyuncak toplama işi fena rahatsız edici.

Normalin bi tik ustu.

Oyuncak toplama dışında bence doğru olanı yapıyorsunuz. Ben de bu nedenle halı kullanmam. Kaşıklık da kullanmayın çekmeceye koyun. Ayrıca elbette tavuğun kıçından şey buzdolabına koyulmadan önce yıkanır. Ben korona olaylarından sonra sebze ve meyveleri de bulaşık deterjanı ile yıkamaya başladım. Sizin gibi ev arkadaşım olsun isterdim.

yumurta ve halılar hariç bir şeyinizi göremedim. temiz titiz olmak bence çok güzel bir şey.

halının faydaları:

1) kışın sıcak tutar
2) halı olmazsa tak tak düz zemine adım atmak dizlerinize şok etkisi yapıyor ve içindeki sıvı azalır zamanla. halı bu şiddeti emeceği için iyidir.

Okb +1

Obsesif kompülsif bozukluk deniyor buna. Kimi insanda temizlik hastalığı şeklinde gösterir, kimi insanda saçma ritüeller gibi..

okb falan değil yahu amma abartmışsınız. okb öyle bir şey değil.

yumurtayı ben de yıkarım. birçoğuna bok bulaşmış tüy yapışmış oluyor. niye boklu kabuğa elleyip yumurtayı bokla tüyle kırayım ki?

ağzı açık duran bardağı, uzunca süre açıkta durmuş çatalı kaşığı ben de sudan geçiririm. servisleri masada duran lokantalarda tabağı bardağı ters koyarlar, heaa bütün lokantalar da okb o zaman öyle mi?

terliğin altı toz olunca rahatsız olmak da anormal değil. halılı evlerde o halıda cidden toz toplanıyor. yani robotumuz yok ama elektrikli süpürgeyle süpürünce ayı gibi toz çıkıyor. boşaltıp tekrar süpürsen yine çıkıyor. ben anlamadım. yani ben buna takmıyorum ama taksam takarım, çok cins bir huy gibi gelmedi bana.

halısız ev daha çok kirlenmiyor. halılı evde terliğin altındaki tozu halıda yürürken halıya sildiğin için terliklerin altı temiz gözüküyor, toz yok sanıyorsun.

okb olsa yemekten bir şey çıksa yemeği yemeye devam etmeyi bırak, daha bir şeye elini sürmezdi.

bizim evde (annemlerde) her gün süpürge çalışıyor, yumurtalar da kapalı kaplarda bekleyip kırılmadan önce mutlaka yıkanıp kurulanıyorlar çünkü önceden yıkandığında gözenekleri açılıyormuş ve mikrop üretiyormuşmuş.

ek olarak, evde bulaşıklıkta bulaşık beklemez. mutfak havlusu ile kurulanıp kaldırılır :) ben sıkıntılı bir şey göremedim ama türk aile yapısı belki, etrafımda çoğu evde böyle. her gün yatak çarşaflarını silkeleyip tekrar takan insanlar var. o biraz garip geliyor.

Eger o kasiklik normalde kullanilmiyorsa ve uzun sure gecmisse aradan temiz olsa da yine yikarim veya silerim, cekmecede dursalar bile. Ama hergun zaten yikanan catali kasigi 10 dakika acikta durdu diye yikamam.

Robot supurgem olsa hic durdurmam.

Normalsin.

Bana göre normalsin, artik okb isen ben de öyleyim demektir :D

Tezgahtaki kasiklikta maksimum bir gün bekleyen bulasik temizdir.
Ben kuzenlerime gittigimde aynisini yapiyorum genelde ama aile icinde oldugu icin garip karsilanmiyor :D
Kullanmadan hemen önce ben de yikarim, neticede tavugun götünden cikan seyin temizligine güvenemem :D
Ben uzun tirnaklardan hem tiksiniyorum hem de korkuyorum. Zaten nasil moda oldu hic anlamadim.
Robot süpürgem olsaydi iki güne bir calistirirdim, sacli bir insanim dökülüyor.
4 senedir halisiz evde yasiyorum, hali olsa silkeleyemem, yikatmaya veremem ve cok toz topladigini biliyorum. Resmen halisiz hayat temiz hayatmis ben bunu anladim.

Benim temizlik takintim yok sadece düzen tertip seviyorum, isimi kolaylastiriyor. Canim istemedigi icin haftalarca toz almadigim, evi süpürmedigim de oldu. Sadece ev düzenli ve temizken icim aciliyor.

ben yillar once yapikrediden degistirmistim. ama paranin % 50 den fazlasinin olmasi gerekiyor, yogun olmayan her hangi bir bankaya gidip sansini dene istersen

Banka olmazsa merkez bankası kesin değiştiriyor. Ben orda halletmiştim.

Ziraat bankası ve merkez bankası. Bu iki banka dışında diğer bankalar para değiştirmek zorunda değil tabi o parayı o bankadan almadıysanız.

Ben tezsiz mezunuyum. Araştırma önerisi dediği bitirme çalışması gibi mi?

Sosyal bilimlerdeydi benim çalışmam. Aynı sektördeki 3 farklı kurumu mukayese etmiştim. Tezsiz de olsa mutlaka tezimsi bir şey istiyor danışman.

Arkadaşınız %100 haksız fakat Polis'e dövme hakkını kim veriyor bunu anlamıyorum. Darp raporu alsın ve karakoldaki polislerden şikayetci olsun.

savcı ne karar verir peki?

Arkadaşın alkolün etkisiyle olduğunu, pişman olduğunu vs. söylerse ve daha önceden benzer bir olaya karışmamışsa muhtemelen hükmün açıklanmasını geri bırakır. yani 5 yıl erteler.

not: avukat, hakim vs. değilim.

Normalde savcının dayak mevzusundan dolayı arkadaşını haklı bulur ama günümüz şartlarında arkadaşın dayak yediği için suçlu..

Küfür eden arkadaş sadece küfürle sınırlı kalmayıp polise de saldırmış olamaz mı ? Böyle şeylerde nedense hep iki kadeh içen arkadaş haklı ya da mağdur, polis haksız oluyor.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması da belli şartlara bağlıdır. Karşı tarafa temyiz değil ama, itiraz hakkı doğabilir.

Benim herhangi bir arkadaşım böyle bir olaya karışsa, ne hali varsa görsün derim. Çünkü ailesini, eşini de zor durumda bırakan kendisi. kendi düşen de ağlamamalı.

polisleri hiç sevmem ama hep polise bok atılıyor. polis durduk yere evrak işi vs başına dert almak istemez hele sarhoşla uğraşmayı hiç istemez. adamlar şu nöbeti olay çıkmadan kapatsak da eve gitsek derdinde. yani arkadaşının da çok masum olmama ihtimali yüksek.

şikayetçi olsa da bir şey çıkmaz . yediği dayakla kalacak . polisler savcıya götürsü ngetirsün olacak bir şey yok . olsa olsa hagb olacak .

Olacakları hemen anlatıyorum.
Arkadaşın Görevli Memura Direnme suçunu işlemiş.(Hakaret,görevli memura görevinden dolayı hakaret, tehdit, basit yaralama suçları da işlenmiş olabilir ayrıca)

Savcı serbest bırakacak bugün ama direnmeden hakkında dava açılacak.

TCK 265 i inceleyebilirsin (barandogan.av.tr)

Sabıkası yoksa HAGB alır muhtemelen yani 5 yıl suç işlemezse aldığı ceza silinir.

Polisin dövme olayı diye bişey yoktur. Polis görevi gereği bu arkadaşa "kademeli olarak zor kullanmıştır" hakkıdır kullanabilir.

Bu söylediklerim kişisel görüş değil kanunlar ve uygulamalardır.

serbest bırakılmış. olay açığa çıktı tamamen klasik bu ülke polisinin her zamanki hali. arkadaş gece sokakta yürürken polisin çevirdiği bi araca denk gelmiş. araçtakilerden biri tanıdık güvenlik görevlisi. bizimki de yanaşıp hayırdır ne oldu galan demiş. sonrasında sivil polisler bizimkne takılıp küfür ediyor bu kadar içilmez! falan diye. bizimki de istediğim kadar falan içerim deyince çevirdikleri aracı bırakıp bizim arkadaşı apar topar karakola götürüyorlar. orada tekme tokat dövüyorlar adamı. omuzlarında, yüzünde, göğsünde tekme izleri duruyor hala. savcılıkta sormuşlar şikayetçi misin diye adam da işini falan kaybetmemek için ailesi için hayır deyip eve gelmiş. bu ülkede zaten hukuk falan yok da demek ki bu denli ilerlemiş polis hukuka göre hareket etmelidir kurallara göre. . islamcıların alkol takıntısına göre değil.

internet sitesinde hesap açmanıza da gerek yok diye gözüküyor.

prntscr.com

internet sitesinin yalancısıyım. ama yine de çağrı merkezi net cevap verecektir.

Buradaki şube sizden masraf isteyebilir.geçenlerde burada bir arkadaş açıklamıştı.özellikle yüklü miktarlarda öasraf çıkmasıyla alakalı

Bulunduğun şehirdeki işbankasına gidip dolar hesabı açtır. Sonra eski hesaptan yeni hesaba virman yap. Şubeye 1 gün önceden paranı çekeceğini söylersen masrafta sıkıntı olmaz.

Datça tarafları, palamutbükü tarafları olabilir

çıralı

ayvacık yörükhan butik otel, sivrice faros otel

Kredi kartını kapatıp da borçları ödemeye devam edebilirsiniz.

İstediğinizi yapmak istiyorsanız, müşteri hizmetlerini arayıp tüm gelecek taksitlerin gelecek ekstreye yansıtılmasını talep edin ardından borcu ödeyin.

Limitiniz - Kullanılabilir limitiniz : borcunuzdur normalde.

Şubede yapabilirsiniz daha önce yapmışlığım var.

@atom karincanin torunu,
kartı kapatıp ödemeye dvam etmek yerine direkt kapatmak istiyorum.teşekkürler.

@jamiro,
teşekkürler. umarım hesabı açtığınız şubeye gidin gibi saçma isteklerde bulunmazlar :)

İstediğin herhangi bir şubeye gidip toplam borcunu ödeyebilirsin. Kapatmak istediğini söyleyince işi yokuşa sürerlerse peki dersin. Şubeden çıkar çıkmaz çağrı merkezini arayıp kartını kaybettiğini söylersin :)

@bir bucuk adana, sorun olacağını sanmıyorum ben iş bankasında yapmıştım bunu, gittiğim şube hesabın açıldığı şube değildi ama gittiğim şubeden de hesabım vardı ayrıca. Tüm kartlarımı ve tüm banka hesaplarını kapattım ve bankayla ilişiğimi komple kestim. Seninki de olur diye düşünüyorum.

Evet seni tutundurmayı planlıyorlar.

senin olan 150 lirayı sana boşu boşuna mı verdiler diye düşünüyorsun? Sağlam kafa..

Bankanın tek çıkarı müşteri sayısının eksilmemesi. Dayanabilmen ya da dayanamamn çok planlanan bir durum değildir.

@foolrules hiç harcama yapmayacağını açıkça söyleyen müşteri ne kazandırıyor işte onu soruyorum. müşteri sayısına göre bir şeyler elde ediyorlar belli ki.

“Ya tutarsa” dediler.. baktılar, gidecen hemen geri vites yaptılar.

o para zaten senindi aslına bakarsan. yarın öbürgün paraya sıkışırsan o kart aklına gelecek harcama yapacaksın. oradan geri alırlar zaten.

bunun bankalardaki ismi geri kazanım(retention)dır. Sen banka için bugüne kadar karlı bir müşteriymişsin. karlı olmasan böyle bir iade yapmazlardı.

sen sana teklif olarak iade sunduklarında hayır bu kartı kapatın deseydin yine kartın kapatılırdı. sen kapatın dememişsin 150tl iade olunca kapatma fikrinden yumuşamıssın ve kartın açık kalmış. kartının açık kalması sonucu bu başarılı bir geri kazanım olmuş. telefonda görüştüğün mt(müşteri temsilcisi) belli bir kuruş miktar prim alacak.

sonuç olarak kartın açık kalmış. senin bu kartı ileride kullanmayacağının garantisi yok. bir gün ihtiyacın olabilir, banka hakkındaki fikirlerin yumuşayabilir. tekrar kullanabilirsin. kullanmazsan, bir daha aidat yansıdığında karlı bir müşteri olma profilinden çıkarsan, zaten bir daha iade etmezler aidatını.

abi o işler öyle değil, banka için senin kişi olarak önemin sivrisinek kadar, ancak sen ve senin gibi diğer insanlar ile birlikte sayısal bir değer haline geliyorsun.

bankacılıktan anlamam, bankalar ile kurumlar arasındaki anlaşmaları da bilmem dolayısı ile vereceğim örnek gerçeği yansıtmayabilir ancak size yön verebilir;

kartınız master kart olsun, siz bankanın master kart kullanıcıları içerisindesiniz, sayınız milyonlar ediyor, kullanın yada kullanmayın master kart gözünde siz bir küme oluşturuyorsunuz, bu bankanın master kart ile yaptığı anlaşmalarda kullanabileceği bir koz oluyor sadece master kart değil benzeri başka kurumlar içinde bir koz olarak kullanılıyorsunuz. örneğin banka X firmasına gidip benim Y adet Z marka/model kart kullanıcım var, bunlar için bir indirim bişi ayarla bende sana tanıtım kampanyasında yardımcı olayım, senin sürümün artsın bende bankamı müşteri gözünde cazip hale getireyim diyor.

bankanın hisse fiyatları içinde aynı şey geçerli, şu kadar kullanıcı bu kadar işlem şu kadar hacim, bu kadar kar diyor, yönetim kuruluna, bddk'ya karşı pazarlıkta vb. diğer işlerde kullanılıyorsunuz. sen birey olarak hiç bir şey ifade etmiyorsun evet ama bir küme içerisinde o kümenin değerine ulaşıyorsun.

edit: aklıma geldi mesela sen hesabını kapatmayarak bankanın marka imajına da katkıda bulunuyorsun, banka diyor ki benim X senelik Y sayıda müşterim var, bende hesap açan müşteriler hesaplarını kapatmıyorlar, müşteri sadakatim yüksek dolayısı ile marka değerimde yüksek. oysa hesabını kapatsan sen bankayı kullanmaktan vazgeçen bir müşteri olacaksın, dolayısı ile sadakat düşecek, marka ve hisse değeri düşecek daha zor finansman bulacak vs. vs.

Denizbank 3 ay yüz lira harca falan gibi gudik işlemlerle iade ediyor hemen. Ben de aidatı gözlem çıkarmıştım ama 4 senedir hem geri verdiler, hem de iyi kampanyaları oluyor. Oldukça faydalandım. Yoğun kullanılan bir banka olmadığı için mevcut müşteriy8 elde tutmak istiyorlar diye düşünüyorum.

www.ziraatbank.com.tr

İnternet EFT (TL) Kısmına bakın

O para tek gunde cikar mi ona da dikkat et bence, gunluk internet limitleri 100bin civarini geecmeyen "bankacik" dolu. ziraatta daha yuksekse de 5 saatte falan yollarlar herhalde, duruma gore.

saat 16'ya kadar 26,25 TL. sonrası 37.50 TL

İnternet bankacılığından şubeye göre daha az çıkar masraf. Şubeyi ara, eft havale limitinin ne kadar olduğunu öğren. Limit düşükse arttırılmasını talep edersin

Siz reddi miras yaparsanız, miras, anneniz ve amcanız arasında ikiye bölünür, yani siz hiç yokmuşsunuz gibi olur. Ama reddi miras zor iş, bence uğraşmanıza değmez. Annenize vekalet verirseniz, hem kendi adına, hem de sizin adınıza tüm işleri halledebilir. Ama yine sizin üzerinize olan mallar sizin kalır.

Bu arada, reddi miras yapacaksanız ve çocuğunuz varsa dikkatli olun. Bu durumda, sizin haklarınız çocuğunuza devredilir, bir de onunla uğraşırsınız.

1. secenek: Annenin dolandirilmasini istemiyorsan gitmeyeceğim ne demek? Gideceksin takip edeceksin ve iyice düşünerek onay vereceksin. Annen icin yapabileceğin şey bu. Istemiyoran islemler bittikten sonra annene mi devrediyorsun, ne yapıyorsan yap. Hakkinizi savunun, elde edin sonra ne yapıysanız yapın.

2. secenek: Guvenebileceginiz bir avukat bulun.

Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım. Babanız, babaannenizden önce öldüğü için annenizin mirastan alacağı bir pay bulunmamakta. Anladığım kadarıyla dedeniz de hayatta olmadığından amcanız ve sizin 50/50 eşit oranda payınız var. Vekaletname ile anneniz, sizin payınıza düşen mirası size intikal ettirebilir. Sonra ne yaparsanız yaparsınız.

Müge izleyerek birde hergun haberlerde ve çevremizde bu puşt amca gibileri çok gördüğümüz için mutlaka gidin anneye destek olun. Şu zamanda ne geliyorsa insanların başına şu miras ve para pul işlerinden geliyor. Çok çok dikkat edin.

cloudybloody doğru söylüyor. babanız vefat ettiğinde babanızın adına olan mallar eğer varsa zaten anneniz ve sizin aranızda uygun oranda paylaştırıldı. bundan dolayı babannenizin vefat etmesi ile birlikte annenize herhangi bir miras hakkı doğmuyor. yani tüm kalan mallar amcanız ve sizin aranızda paylaştırılacak.

Başınız sağolsun.
Bence de gidin ve hakkınızı aldıktan sonra istediğiniz yere bağışlayın.

pass+1

Muhakkak takip edin. Kadıncağızı tek başına bırakmayın.

pustun tekiyse niye anneni yalniz birakiyorsun? ne bicim evlatsin sen?

Olmaz olsun benim gibi evlat ama, amcam puştsa sadece anneme puşt değil ki, bana da puşt. Anlamadığım konular benim de. Zaten babaannem hayattayken mümkün olan her şeyi kendi üstüne yaptırmıştır o. Son durumda avukatla görüşecek annem. Ben gitmeyeceğim.
Biz de hakkımızı alıp bağışlarız diye konuştuk annemle.

Bak yıllar sonra pişman olursun “lanet olsun miras da para da onun olsun!!” dediğiniz için. Madem bu kadar şerefsiz biri, neden ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Bırakın uğraşsın sonuna kadar. O parayı ister kullanırsınız, ister bağışlarsınız. Ona siz karar verirsiniz ama amcanıza kendi payınızı kaptırmayın.

Anneniz baba annenize mirascı olamaz, babaanne öldüyse miracıları alt soyları ve onların alt soylarıdır.

Babaanne iki evlat sahibi ise, bu iki evlat veya onlardan olan çocuklar öncelikli varistir. Onlar da yksa kardeşlere, kardeş çocuklarına kadar gider ki konumuz değil.

Yani anlatımda bir hata yoksa hayattaki varisler sen ve amcan, sen uğraşmamak için annene vekalet verebilirsin ama annene yazık değil mi neden uğraşsın?

Mirası da sakın gurur yapıp bırakmayın amcaya filan, ha amca p.şt değildir, hayatteyken de miras kalan bu mallarda emeği vardır vs o zaman bırakılabilir.

Aile hekimi hastaneye sevk ediyor. Epilepsi ile hangi bölüm ilgileniyorsa o bölüme sevk edebilir.

Yedek subaylık artık pek isteğe bağlı değil. Günümüde mühendislik fakültesi mezunlarını, doktorları filan zorunlu olarak yedek subay yapıyorlar. Ola ki ihtiyaç var, bahsettiğim mesleklerden yeteri kadar asker yok, o zaman isteyenleri düşünüyor devlet baba.

Sağlık olayına gelecek olursak, aile hekiminden başlayabilirsin. Yanlış teşhis nedeniyle epilepsi tedavisi olduğunu ama sonrasındaki tetkiklerde böyle bir şeyin olmadığını belirt. Gerekirse bunun için sağlık raporu almak istediğini söyle. O gerekli yönlendirmeyi yapacaktır. Hatta iş başvurularında sıkıntı yaşadığını da söylersin. Epilepsi olarak tam olarak ne tanısı koyuldu? Yani hangi tür epilepsi? Bir de kullandığın ilaç yada ilaçlar neydi?

@silah taciri

Teşekkür ederim öncelikle. Sadece epilepsi yazıyordu diye hatırlıyorum. Raporları atmışımdır ama bulursam yazarım. Epixx 500 mg kullanıyordum günde 2 kereydi yanlış hatırlamıyorsam.

Aile hekimine bir şey söylememe gerek yok, zaten sadece bir şeyin var mi, boy, kilo vs soruyor. Yazdığına göre bir sağlık problemin yok. Aile hekimine hastalık söyleyip, hastaneye sevk alanlar genelde askerden yırtmak isteyenler. Bir de bu dönemde hastaneye gidilmez. İstersen e-nabizdan gizleyebilirsin eski kontrolleri.

Ayrıca hangi bölümden mezunsun bilmiyorum ama yedek subaylık düşük bir ihtimal oluyor, 6 aylık asker olabilirsin. Eğer ileriye dönük bir plan yapacaksan bunu göz önünde bulundur.

Yedek subaylık ihtiyaç ile alakalı varsa alırlar yoksa normal yaparsın ayrıca istediğini belirtmen sonucu etkilemez.

@silah taciri'nin ilk söylediği doğru değil. Ben mühendisim, başvuruda yedek subaylık istemediğimi söyledim ve çıkmadı. Zorunluluk söz konusu değil. Mühendisler için çıkma şansı daha yüksek denebilir ama kesinlikle çıkar denemez.

Çöpculer kralinda kemal sunal sahneye dalıyor ama orda seyfi dursun oğlu olmayabilir

Böyle bir film var. Ama komedi filmi değildi galiba..

Şurada Seyfi Dursunoğlu’nun oynadığı filmler listelenmiş. Doğru hatırlıyorsanız bunlarda biridir: www.sinemalar.com

bülent ersoy'un bir filminde oynuyordu seygfi dursunoğlu belki onu hatırlıyorsunuzdur.

oynadığı film gibi değil de üç beş saniye bir şeydi. bulunca ekleyeceğim.

Önce icraya verecekler. Üzerinde sana ait bir şey yoksa bir şey alamazlar. Yapılandırma istersin. Bir de dikkat et, şerefsizler avukatlık ücreti diye dünya kadar şey isterler. Yapılandırma esnasında bunu belirt.

Sizi icra takibi başlatmadan önce arıyorlar anladığım kadarıyla. Süre isteyecekseniz bundan önce isteyin mutlaka. Çünkü borç bir kere icra dairesine girdiği zaman ertesi gün bile odeseniz harc, masraf ve vekalet ücreti ödemek zorunda kalırsınız ki borcun küçük bir miktar olduğunu düşünüyorum, bu kalemler de +1000 lira tutar.

Diyelim icra takibi açıldı, süratle üzerinize kayıtlı ne var ne yok haciz konulur, maaşınız dahil. Özellikle bankalara yazılar yazılır haciz için daha sonra bunları kaldırmak için de para ödersiniz.

İcra takibi açılır ve itiraz ederseniz süreç uzar gibi görünür ama aleyhinize olur sonunda, itirazinizi iptal ederler veya kaldırırlar haksız olduğu için artı daha büyük para ödemek zorunda kalırsınız.

Özetle icra takibine gecilmediyse (bunu e devletten de öğrenebilirsiniz) süre isteyin, gecildiyse de yine ödeyeceğinizi söyleyip hacizleri ertelemeye çalışın.

@silah taciri öğrenciyim, yaptım zamanında bir salaklık, verdikleri kartı ödeyemedim. üzerimde hiçbir şey yok.

@sanguine evet, borç 1.800 lira, e-devletten de baktım, takip kelimesi geçen bir kısım yazmıyor, icra takibine geçmemiş -sanırım-.

arayıp durumumu belirttim, ileteceklerini söylediler. bakalım zaman ne gösterecek.

hepinize çok teşekkürler yardımlarınız için :)

4. diğer / gençlerbirliği

Fenerbahçe

1. Beşiktaş

1. Beşiktaş

sence :')

4. diğer / Göztepe

Sen benim her gece efkarım, gözümdeki yaşım, sigara dumanım...
Sen benim damardaki kanım, alnımdaki yazım, şanlı BEŞİKTAŞIM!

1.Beşiktaş

4.diğer. Karşıyaka.

1. Beşiktaş

cimbom

Galatasaray

1. Beşiktaş

2

1-alırken
2-bildiğim kadarıyla kuyumcu maliyete ekliyor
3-şirket sana dolar transferi yaptığı için bi alım satım işçi açısından yok

@mutlu yillar sana, maaşını tl'ye çevireceği için o esnada vergi ödenmiş olacak diye sordum. Döviz satışında vergi yoksa bu konu sorun olmuyor tabii.

Bozdururken vergi yok.

Bankadan bankaya göre değişir. Bireysel müşterilerde kesinti yapılmıyor olabilir. Bence sorabilirsin şubeye. Kesinti varsa bile çok olmaz. Maksimum 5-10 civarı filan

Kaporta önemli değil,yumurta kutusu olsada binersin.o dolu yağdıktan sonra camı kırdı ve arabanın içine dolduysa o kötü.muhtemel sıvı arızası demek.ben parçalanmış arabayı alırım,kendim toplar binerim ama başkasının topladığı araca mümkünse yolcu olarakta binmem.

Fiyatı da ona göreyse bence problem değil. Hatasız parasınaysa önemli tabii ki, almam.

Düşürür tabi, tavandaki işlem direk taklalı muamelesine neden oluyor. Satarken sıkıntı. Ben almam.

Ağır göçme yoksa dolu onarımı tane başı fiyatlandırılır. Tanesi 5-10 tl civarında olur.

10 tl desek, 7bin tl dolu onarımı 700 tane dolu hasarı demek. Çok çok fazla bu.


Göçme varsa daha kötü. Hele tavandaki göçme sıcaklık farkında bile tekrarlayabilir.

O topa girmem ben olsam.

Ben inadına yaptırmadım bir sürü dolu hasarı duruyor öyle hala.

Sorundan bağımsız olacak ama dolu hasarını kaskolar ücretsiz yapmamış mıydı?

Hasar kaydı alırken de satarken de fiyat düşürür birde ağır satılır. Fiyat uygunsa alınır.

endişelenmeyin ama birde nörolojiye görünür müsünüz?
kız kardeşim de böyle başlamıştı ve ms tanısı kondu.

Nörolog +1

benim de bir anda ensem, ellerim, kollarım uyuşuyordu. sonra çarpıntı vs. bambaşka bir boyuta ulaşıyordu. önce nörolojiye gittim, boyun + beyin mrı çekildi. boyunda fıtık çıktı ancak bendeki etkileri tam karşılamadığından psikiyatriye yönlendirdi. öyle çözüldü uyuşmalar. sinir stresle ilgiliymiş.

arkadaşımın da yüzü uyuşuyordu sürekli ms tanısı kondu.

babamda da dudak uyuşması var, mr çektiler tertemiz çıktı neden bilmiyoruz hala.

nöroloji +1 herkeste bambaşka şeyler çıkıyor.

nörolog, kkb, ortopediye gittim zaten ama bir şey çıkmadı :/

Burada sorulması gerekn aslında şu olmalı. Para transferi gerçekleşmeden, tapuya gidip nasıl evin devrini yapıyorsunuz?

Bir kişiye kredi çıkıp çıkmadığını, başka bir kişi öğrenemez.

kredi ilk çıktığında blokeli oluyor alıcının üzerine ev geçmeden bloke kalkmıyor, yani evi geçirmeden krediyi satıcıya veremiyorsunuz.

Ev kredisi çekilmeden önce eksper gelmesi evin değerini, imarı vs. gibi durumları kontrol etmesi gerekiyor öncelikle. O aşamaları yapması için ev sahibi ile irtibata geçip evi kontrol ediyor. Bu ilk adımı atmış olduğunu gösterir.

Kredinin çıkıp, çıkmadığını alıcıdan başkası öğrenemez diye biliyorum. KVKK gereği kimse de paylaşamaz.

Kredili satışlarda saturn'un dediği gibi para transferi gerçekleşmeden imza atılması konusu var. yani siz tapuda akit odasına girdiğinizde görevli memur para işlemi tamam mı diye sorar. tamam cevabını almadan işlem devam etmez. diğer taraftan kredi ile alınan ev için banka da imza gerçekleşmeden krediyi satıcıya vermez.
bunun çözümü
a) bankadan bloke çek alınır (eski sistem)
b)banka kredi miktarını belirten bir taahhütname verir (satış karşılığı bu bedeli satıcıya odeyeceğimi garanti ederim diye)

sorunuzun cevabı burada yatıyor, satışdan once alıcıdan taahhütnameyi isteyin.

Öyle bir dünya yok, banka ipotek evraklarını tapuya gönderiyor, yeni sistemde web tapu, eski sistem kullanan tapularda banka avukatı da ipotek için imza atıyor. Yok öyle satın aldım krediye başvurmadım demek. Böyle bir senaryo olması alıcının çok saf olmasına eşit.

Tapuda evin üstüne ipotek koyuluyorsa kredidir. İpotek koyulmamışsa kredi değildir

Kredili satışlarda zaten satış için tapuya başvururken bankanın ipotek evrakları ve avukat bilgileri de iletiliyor tapuya. Satış esnasında bankanın avukatı da gelip alıcı ve satıcı ile birlikte satışı imzalıyor ve kredi blokesini çözmeniz için gerekli evraklrı size veriyor ya da bankaya cepten yolluyor.

Yeni bir sisteme geçilmiş, ben hiç böyle işlem yapmadım ama öğrendiğimi yazayım; banka ve tapu arasında işlemler online yürüyormuş, satış yapıldıktan sonra banka satıcının hesabına parayı eft/havale yapıyormuş. Yanlış aktarılmadıysa bana bu işlemlerde artık tapuya avukat da gelmiyormuş.

Alsalar bile birlikte yapılan muayenede geri gönderiliyor zira askerlik öncesi yapılan kontroller çok sağlıklı olmuyor. Ha senin raporun vardır oradaki görevlinin dikkatini çeker neymiş ya bu der inceler ya da hastaneye sevk eder o ayrı ama usta birliğine gelip de çürüğe gönderdiğimiz çok asker oldu. Ben askere giderken bana yapılan tek muayene "var mı bir şey?" şeklinde olmuştu.

rahatsızlığın nedir, bundan da bahsetseydin keşke. ben epilepsi olmama rağmen gittim. gerçi isteyerek gittim :) sakın yanlış anlama ama bizim millet biraz garip. askere gitmeme nedenin "çürük" olunca başka bir gözle bakıyorlar sana. ben de rahatsızlığımı belirtince doktor muayenesinden sonra "askerliğe elverişlidir" raporu almıştım. Gece nöbeti, araç kullanımı haricinde asker olabileceğimi söylemişti doktor.

@silah taciri ülseratif kolit var bende. Yönetmeliğin Bölüm VIII, Madde 45.B.8'ye göre askerliğe elverişli değilmişim.

muayene etmeyen doktora denk gelirsen hastalığını dinlemiyorlar. başıma geldi oradan biliyorum. kronik hastalığım var. askere elverişlidir raporu verdi uzman. doçentmiydi profmuydu neydi. ona gittik dedik ki muayene bile etmedi. o kararı bozdu. ona rağmen 1 sene erteleme verdiler önce. sonraki sene askerliğe elverişli değildir raporu aldım. seferberlik hariç :)

ülseratif kolit olan iki kişi tanıyorum ve ikisi de askere alınmadı. bu kişilerden birisi muhtemelen 25-30 sene önce muayene olmuştur çünkü yaşı 50'nin üstünde, diğeri de 3-4 sene önce aldı muafiyeti. neden bilmiyorum ama tsk bu hastalığa karşı hassas anladığım kadarı ile.

benim muafiyetim var. gide gele öğendik. büyükşehirdeysen ilk seferde neredeyse hiçbir şeye ilk seferde muafiyet vermiyorlar. bu gözler engelli çocuğa bir yıl erteleme veren heyet gördü.
son 10 yıldır falan yönetmelikte neyse o. yani askerliğe alınmayacak bu adam diyorsa almıyorlar ama şansına göre 2-3 kere gitmen gerekiyor. ama küçük yerde kilodan tek seferde alan birkaç kişiyle de tanıştım.

Bu kadar bilmiyorsan kendin istediğin gibi yapman veya istediğine biraz benzetmen ve onu benzer durumda tutman zor.

@cursor
bu kadar bilmiyorum, evet. ancak kullanım alanı olarak ilk düzenlemeyi yaptıktan sonra sadece düzenli olarak makale ekleyeceğim. dolayısıyla güncel olacak, sürekli değiştirilecek bir site değil.
ayrıca kendi istediğime benzetecek çok bişey yok, hazır teması gayet güzel geldi gözüme ancak yine de sorularıma cevap almak istedim.

wordpress'in üzerinden bu hizmeti alırsan (hosting vs o karşılıyor) evet aylık ücretli,

ama senin gibi domain + hosting senin varsa, wordpress'i hostingine bedava kurabilirdin. Fakat yine 50-60 dolara tema alıp düzenlemen gerekebilirdi, bedava temalar çok hoş değil genelde. (ben zamanında 50 dolara aldım mesela)

Motocms; wordpress, joomla gibi bir sistem sanıyorum. İşleri biraz daha kolaylaştırıyor olabilir sitesinde sürükle bırak gibi duruyor. (Wordpress öyle değil pek, ek pluginlerle biraz o hale geliyor ama ilk bakan için karışık)

Yani 150 euro biraz fazla tabii ama kolaylaştırıyorsa artık kullanmaya bak.

o zaman boşver. Wix ya da motocms gibi birşey kullan ve devam et. Diğer seçenekler her türlü seni yoracaktır.

@nhk ni youkosu

evet, sürükle bırak şeklinde. değiştirmek istediğin yeri tıklaman yeterli vs. gayet kolay bir arayüz. sanırım wordpress'i de tam olarak böyle düşünmüştüm. belki orada yanılmışımdır.

wordpress benzer eklentiler ile bu duruma yaklaşsa da, tam böyle değil. Onu yaklaştırmak ve öyle tutmak da ayrı bir olay.

Hiç kod bilmiyorsun, temel özellikler istiyorsun, belli ki elindekinden de memnunsun, senin için en iyisi bu olmuş işte.

benim de kafamda bir şeyler var ama senin gibi mevzudan pek anlamıyorum. daha doğrusu domain ve hosting tamam ama 50-60 dolar civarında wordpress temaları var. işime yarayacak bir şey arıyorum. eğer günlük olarak çok fazla değişiklik yapmayacaksan sitende, fazla kasmana gerek yok. ama sürekli bir şeyleri güncellemek, değiştirmek zorundaysan daha ciddi bir şey için uğraşman gerekebilir.

not: wordpress.com ve wordpress.org arasındaki farkı bilenler yardım edebilir misiniz bana.

@silah taciri, .com olan hizmet. Sana kendisi hosting veriyor kendisi barındırıyor. Tema vb. bazı premium ek şeyler veriyor falan.

wordpress org sana yazılımı sağlıyor. Oradan zip olarak indirip hostingine atıp kurabilirsin. Microsoft'un sitesinden Windows'u indirmek gibi düşün. Org'dan indirip kendi bilgisayarına(hostingine) kuruyorsun.

o 50-60 dolarlık wordpress CMS temalarının %90'ının siz indirip sitenize kurduğunuzda, bir sürü ayar vs yapmadan veya demo örneğini (eğer varsa) tamamen koruyarak üzerine birşey kurmadan (ki bu da banner vs. herşeyin tam aynı pixellerde eşlenikleri ile yer değişimi demek. ) aynı görünümü size sunmayacağını garanti edebilirim.

Bilen için nispeten kolay, işin uzağında olan için zor bir problem. Ki burada da sık sık tema alıyorum olmuyor duyuruları görülebiliyor. Udemy'den ders alarak veya araştırarak öğrenebilirsiniz tabiki ama kod bilerek yapmak iş yükünüzü %90 azaltacaktır.

Wordpress.org yani Wordpress CMS, açık kaynak kodlu bir içerik yönetim sistemidir. Kendi hostinginiz altında kontrolü sizde olan bir web sayfası kurmanızı sağlar. Ücretsizdir. Ama pek tabiki verimli kullanımı için alacağınız temaları, eklentileri ücretli olabilir.

Wordpress.com, Wordpress'in kurucularından birisi tarafından kurulmuş ve temelde wordpress altyapısını kullanan blogger veya medium gibi bir blogging /içerik sitesidir. Ücretsiz ve aylık abonelik sistemleri mevcuttur. Hosting gerektirmez.

Vergisi kesilmiş hali ile iletilmiyor, martta bir önceki yıl elde ettiği geliri beyan ederek vergisini ödeyecek şahıs.

Açıklama için “diğer” seçeneğini seç ve “ağustos 2020 kira bedeli olarak gönderilen” şeklinde yaz. Vergi mevzusu seni ilgilendirmiyor.

"Kira" seçip göndermek, devletin karşı tarafın vergi verip vermediğini takip etmesini kolaylaştırmak için. Yani "bu adam x lira kira aldı, bak bakalım vergisini vermiş mi" kontrolünü sağlayabilmek için. Sizin gönderirken ne seçtiğinizin çok önemi yok, sizi bağlayan bir şey değil.

ileride vergi incelemesi olursa veya mahkemelik olursanız kira işaretlemiş olmak iyiddir.
herhangi bir kesinti olmaz.

Tekin

Ömer. nedense bana hep çok oturaklı, çok adaletli ve çok becerikli bir kişinin ismi gibi geliyor hep.

Selim

Sinan olur mu?

En olmadi mehmet koyardim

Yurtdisinda kullanisli bir geleneksel isim koyardim :D

Berke geleneksel falan degil, Mevcut berkelerin %99'u 50 yasinin altindadir.

ebubekir sıddık

kemal'i hep çok sempatik ve güzel bulmuşumdur. geleneksel, ağırbaşlı havası var. sanatçıya da gider, matematikçiye de. öte yandan zamanın koşullarına uyum sağlayabilecek kadar modern. kemal ismiyle clubber da olursun mesela, kimseye tuhaf gelmez.

belki başka isimler de vardır böyle benim aklıma gelmeyen ama kemal benim için bunun zirvesi komple ve kapsayıcı bir isim olması yönüyle.

Kubilay yada batu

Yaşasın turan, yaşasın ülkücü hareket!! :))

Ebubekir Sıddık +1
Veya Toprak, Deniz, Güneş, Rüzgar gibi doğaya dair isimler koymak isterdim.
Aslan da güzel isim.
Aslan beyyy!

Mustafa

Cihan

Mustafa +1
Hem dini yonden, hem Mustafa Kemal'den

oğlum olursa adını demir koyarım.
ama o da yeterince geleneksel olmazsa, mustafa kemal'in kemal'i olurdu sanırım.

ebubekir sıddık'ın yeri ayrı +1

erdem

Barış her zaman koymak istediğim isim; geleneksel de bence, barış manço örneğini verirsek.

Daha da geleneksel derseniz Kemal ya da Cem olabilir. Cem'e geleneksel değil de denmez sanırım Cem Sultan tarihimizde mevcutken.

Çoğu isim Arapça ya da Farsça kökenli, benim ismim dahil, ben Türkçe kökenli isim koyarım. berk, hakan, kağan, altan, anıl gibi gibi

Ugan.

Türkçe isim koyardım. Devin ismini seviyorum. Türkçede bir anlamı var. İngilizcede de aynı isim var ayrıca, yurt dışında da rahat olurdu.

aklımda isim yok ama geleneksel isimlerden ahmet mehmet gibi her üç kişiden birinin ismini koymazdım.

tuna veya selim

cuci

Nejat Necdet ve son favorim Selim :)

Talha

Hakan

Oğlumun adı cengizhan, cengiz tanımına uyar herhalde.

Erdem veya kemal.

Ali

Haytaya bak sen :) hocam çocuk ya anadan ya babadan, birinizden korksun azıcık. Ömrü billah laf anlatmayla olmaz bence. Dövün sövün demiyorum ama bakışın, ses tonunun etkili olacağı bir moda girin.

Kilit kısmı çocuk için ters kısımda . Yani kilit tetiğini doğrudan göremiyor. Bir de kuvvet isteyen bir şey. Ufaklık bu şekilde açabiliyorsa helal olsun :)

Plastik kelepçe olayını kesinlikle yapmayın. Allah korusun ama ani bir durumda onu açmakla, koparmakla uğraşamazsınız.

Bunların uzmanı hanıma sordum,kahkaha attı.bak şu yaramaza diyip.üzerine bileğe egeçen peluş oyuncaklar gibi bir şeyle örtebilirler,açacakları zaman onu yukarı çekip kiliti açacaklar.çocuk peluşla uğraşacak der.

@antihero; çocuk bu korkusu en fazla 3 dk sürüyor. sonrasında yine bildiğini okuyor. araç kullanırken de hayt huyt diye devamlı ona kızmam daha kötü sonuçlar doğurabilir. tatlı sert olalım diyoruz ama nafile. arsız bir çocuk değil ama meraktan yanıma gelmek istiyor. navigasyon ekranı , kadran , direksiyon, korna cezbediyor. Allah korusun bir yere anne olmadan beraber gitmeye çalışsam daha büyük sıkıntı.

@silah tacir; bunun bir de mama sandalyesi versiyonu var. ondakini de açıyor ve atlayıp iniyor. 2 baş parmağını butona denk getirip popusunu yukarı kaldırıp, sırtından destek alıp ittiriyor. Dolapların emniyet kilidini açıyor. bazıları biraz sert ve Annesi açamadığı zaman oğlanı çağırıyor yeminle. plastik kelepçe inan çaresizlik :) henüz kullanmadık.

@duptıs ; o peluş oyuncağın en fazla 30 saniyesi olur. çünkü yerini ve mekanizmayı çözdü kafada. 27 aylık ve mouse kullanmayı öğrendi :D ben işlerimi bilgisayar başından yaptığım için beni görüyor. birebir taklit ediyor. tuvalete kalkıyorum, bir bakmışım youtube dan marangozluk videosu açmış izliyor :D (ben çok izlerim)

O kilidi acan cocugu on koltuga oturtup sodali ayran ikram edin, haketmis :))

Besafe ya da britax'larin kilit mekanizmasi daha saglam. (Yo cidden baya saglam). Goturun bebek magazasina oturtun hepsine. Hangisini acamiyorsa onu alip cikin bence :))

Yolda cocukla ugrasmak hem tehlikeli hem yorucu.

brkylmz ; ayran en sevdiği şey, tabi lahmacun yanında. Sodalıyı da deneyeceğim :D

oto koltuğunu değiştirmeyi bile düşündüm. britax ı rahatça açıyorum. şuan kullandığımı daha zor açıyorum. hatta en zor bunu açıyorum diyebilirim. hanım zaten tek elle açamıyor. baş parmak ile zorlamam gerekiyor.

Bu arada bizimki besafe.. ben zor açıyorum, bizimkinin yapma ihtimali çok çok zor

Yıl 1983...Bodrum da Bardakçı koyunda denize giriyoruz.Öğle sonu saatleri idi,Zeki Bey şöförü Mithat'ı çağırdı,Bodruma gidip bir minübüs kiralayıp gelmesini istedi.Çok geçmeden bir Ford minübüs geldi.Rahmetli beni beraber tatile geldiğimiz Hacı Karaoğlunu aldı ve yine rahmetli olan kendi kadim arkadaşı Şahap Koptagel'i ve ahçısı Mehmet Ustayı da alarak minübüse bindik. Mehmet Ustaya da evden makineyi de alalım dedi.Evinin önüne gittiğimizde Mehmet Usta minübüsten inerek bir torba içerisinde büyükçe bir alet alıp geldi.O zamanlar henüz el değmemiş ve bakir olan Türkbükü ne gidiyoruz dedi.Elektriğin bile olmadıpı jeneratörle çalışan bir kır lokantasına oturduk.Lokantanın üzeri hasırla kaplıydı.2 masa birleştirip oturduk.gelen garsona " Mantar soslu fırında çupra söyledi.Bir süre sonra büyük bir sinide mantar soslu çupra geldi.Bizler zaten o zamana kadar içiyorduk...Bodrum da sahilde içmemek olurmu hiç ?alık la da rakıya vurunca herkesin kafası keyf olmuştu.Zeki Bey ahçı Mehmet staya makineyi çıkarıp getir dedi.Makine oldukca büyük ve kaliteli bir teypdi.Zeki Bey şahsi çantasından bir kaset çıkardı.Bu kaset Almanya da son okuduğum LP nin kaydı.Şu anda benden başka Türkiyede kimsede yok.LP de henüz piyasada yok dedi.Teyp dönmeye başladığında bu şahane şarkı çalmaya başladı.Sadece biz masadakiler değil,tüm lokantadaki müşteriler nefes almadan dinlemeye başladık.Orada ağlamayan kalmamıştı....Kendisi de dahil.BU ŞARKIYI DİNLEYİP DE O GÜNÜ VE RAHMETLİNİN BİZLERE YAPTIĞI O BÜYÜK JESTİ ANIMSAMAMAK OLURMU ? IŞIKLARDA UYUSUN ....YATTIĞI YER NUR GÖLÜ OLSUN...

www.youtube.com

@la traviata gözümsün :) pikap ve jeneratör olayını yanlış hatırlıyormuşum. Sabah sabah şarkıyı dinlemek istedim, aklıma bu yazı geldi..

Lastiklere gözümle bakarım. İndiğini seziyorsam gider hava basarım. Onun dışında rutin bir kontrol periyodum yok.

Ben de yeni lastik aldım. Lastikçi yılda bir kez önleri arkaya, arkaları öne taktır lastiklerim ömrü uzar dedi. Belki 2 yılda bir yaparım. Onla uğraşmak istemiyorum her sene.

Mevsim geçişlerinde kontrol yaparım. Bu dönemlerde hava sıcaklıklarındaki değişiklikler basıncı etkilemekte.

Buna ek olarak sürüş hissinde zaten bir farklılık oluşmaya başlıyor.

Zırt pırt kontrol yaptıranların en büyük hatası, genelde lastikler sıcakken hava basma kaynaklı yaşadıkları sorundan. kapı eşiğinde yazan lastik hava değerlerini lastik sıcakken basıyorlar. Sonra arabayı gece parkedip sabah bindiklerinde , basınç sensörü ötüyor. :)

lastikler sıcakken kapı eşiğinde yazan değerden en az 3-4 psi Fazla basmak gerekir.

araç 3 km de fazla yol yapmışsa veya 4 saatten kısa park halinde kaldıysa lastik Sıcak demektir.

2017 citroen c3
aylık 800-1000 km civarı.
orijinal lastik

Lastikleri geçen sene değiştirdim. 10000 km olmamıştır daha. Gözle kontrol ederim. Sıkıntı varsa hava basarım ama şu güne kadar bi sıkıntı olmadı. Hava basmamı gerektirecek bir durum yok. Bu arada fazla yol yapmadığımız için kaliteli bi şey de almadık. Petlas bizim lastikler.

Senin aracında lastik basınç sistemi hazırda var,fazla inmesi durumunda ekranında yazması lazım.Sürekli kontrol etmene gerek yok.arada göz gezdirmen yeterli.ihtiyaç olduğunda gider kontrol ettirirsin.15 gün gereksiz.aynı araçtan 2013 olanı bizde var,sadece kışlık lastik sök - tak zamanında kontrol ediliyor.o zamanda aşınma durumuna göre lastik yerleri değişiyor.yıllık 20000 km yapam bir araç bu.
Diğer araç ise ekranda standart olarak 4 lastik basıncını veriyor.kaç bar var görünüyor.onunla gireceğim yola göre kendim ayarlama yapıyorum.standartı 26 bar caivarında hava durumuna göre kendi kendi düşüp yükseliyor..birisi 20 bara düşerse benzinlikte takviye yapıyorum.yıllık 40000 km yapan bir araç bu şu an 420.000 de.

Araba 90 model opel corsa sedan
Lastikleri yenileşmiştim, hankook var şimdi. 2019 marttan bu yana 30bin km olmuş. Şehir dışına çıkacaksam kontrol ederim. Diğer türlü ellemem. Arabada stepne, eski pehlivan krikolardan, buji anahtarı vs. var. Bi şey olursa değiştiririm zaten.

Bu arada şehir ankara, kışlık lastik almıyorum ben önceki araçlarımdaki gibi. Çok kar varsa zincir takarım. Çok çok varsa taksi tutarım. Geçtiğimiz kış 2 kez zincir taktım, 2 kez de 25er lira taksiye verdim.

yılda bir tatile gitmeden önce benzincide baktırıyorum. onun haricinde gözümle bakıyorum:D

15 gün çok sık bence de gerek yok. ben de yılda 10-15 bin km arası yapıyorum. bende sizin gibi 1-2 ayda bir havalara bakmaya çalışıyorum. bir de benzinliklerde sorun olabiliyor, aynı istasyona gitmeye çalışıyorum. rotasyonu da 10 bin km bakımlarında yaptırıyorum.

Aracımda lastik basınç uyarısı var. Ancak 2 kez lastik inmiş ve yürüdüğüm için epey pahalıya patladı. Şimdi binmeden önce gözle kontrol yapıyorum. Lastik ebadı biraz sıkıntılı ondan kaynaklanıyor galiba. 2012 mrcds cls

Araba mercedes c SW. Yaz lastiklerini bu yaz yeni aldım. Yılda ortalama 35.000 kilometre sürüyorum. Araçta lastik basınç uyarısı var, bundan dolayı ara sıra lastikleri sadece gözümle kontrol ediyorum.

Aracınızda lastik inik uyarısı var. Sarı bi ünlem işareti. Lastik inince o yanar. O zaman gidin lastikçiye.

Başınız sağolsun. Aynı durum bende de var. Burda da yazmıştım: eksisozluk.com

Maalesef acılar geçmiyor. Ailesel kayıplarda ise metanetli olmak çok zor ama çok önemli. Bazen bir bireyin gardının düşmesi herkesi düşürebiliyor.

Öncelikle başınız sağolsun. Burada ben de dahil herkes yazacaktır ama yine sizi en iyi anlayan yakınını kaybetmiş biri olacaktır. Bence şu anda psikolojik olarak sevip sevmeme olayını kıyaslayacak durumda değilsin. Çünkü olay çok yakın olmuş ve duygusal açıdan çok dalgalıdır durum. Sular biraz sakinleşince daha iyi anlarsın. Emin ol yakınlarınızdan biri senden daha çok bu metanet, güçlü olma sorumluluğunu alsaydı sen de daha rahat ağlardın, üzülürdün. Bilinçaltından dik durma, güçlü olma sorumluluğu hissediyorsundur.

başınız sağ olsun, allah sevgisi kadar sabrını versin. benzer süreçlerden geçtiğimiz için (hastalık kısmı vb.) iyi anlıyorum. başlangıçta olayın etkisiyle insan sanki kendi hayatını uzaktan izliyor veya hayal aleminde yaşıyor gibi bir his oluşuyor. olayın ağırlığını,ciddiyetini kavramamak için beyin adeta kendini kapatıyor gibi. ben bu süreçte hata yaptığımı fark ediyorum yeni yeni. doğruca yardım almalıymışım. bunu atlatmak kolay değil. size de tavsiyem "tamam artık, büyüdüm bu acıyla yalnız başıma yüzleşirim, iyi hissediyorum, soğukkanlıyım, bu yükü omuzlayabilirim" demek yerine kendinizi bir uzmana teslim etmeniz. ilerleyen zamanda daha büyük problemler çıkabiliyor zira.

Dostlar sağolsun, destekleriniz için teşekkür ederim, anlaşılan herkesin süreci yönetme yöntemi farklı ve bunun kararını kişi kendi iradesiyle vermiyor. Eğer olağan Şekilde gitmezse Destek almak daha Sağlıklı olacak sanırım.

yapar muhtemelen ama bunun adı eft değil.

Coook tesekkur ederim, ismi ne bilmiyorum iste para gitsin de nasil giderse gitsin artik :) cok tesekkurler

İsmi hesaba para yatırma :)

swift işlemi yapabilir. ekleme yapıyorum: yani kendi yabancı hesabı varsa

o bankaya gidip başka birisinin hesabına para yatırmak istiyorsa ona havale deniyor. yabancı olduğu için işlemini yaparlar mı bilmem.

başörtüsü yasağının kaldırılması
sağlık sistemi (gerçi onu da bozdu)

bu ikisi dışında hiçbir iyi icraatini görmedim.

dış ülkeye yapılan yardımın bu ülkeye verilen hizmetle alakası ne ben onu çözemedim? soru ve açıklama birbiriyle örtüşmüyor.

her haneye bu dönemde buzdolabı girdi diyolla. en büyük hizmet bu olabilir.

Sağlık Sistemi ve Edevlet - Teknolojinin gelişmesinin payı yok sayılamaz.
Ciddi seviyede sosyal yardımlar veriliyor, bunlar genelde oy deposu olarak kullanılıyor tabi, yoksa bana kalsa sosyal yardım sayısı çok az olurdu.

Sigara içilebilen alan düzenlemeleri tek işe yarar düzenlemedir.

katsayı ve başörtüsü zulmünü bitirdi ve sağlık sistemine çağ atlattı. uçaklar çok ucuzladı, yollar çok güzel oldu falan.

neyse ki 13 yıllık duyuru geçmişim var da ahğk bardi'li olmadığım tescilli.

bana göre vatandaşa en büyük iki katkisi,

1. sigara yasağı
2. edevlet

sağlık sistemine katılmıyorum. allahi var birsuru hastane, aile hekimi falan yaptı. eski kuyruklar, kokuşmuşluk falan kalktı; ama sonuc olarak gene hastaneye gidince problemini cozemiyorsun. 2dk da ilaç yazıp gönderiyorlar.

en kotuye hazirlikli olmayi ogretti.

“Bir grup” fakir kesimi sosyal yardım açısından iyi destekledi. Ücretine ve yapılış şekline bakmaksızın bazı köprüler otoyollar filan yaptı. Sigara yasağı. E devlet.

Sokaktaki vatandaş hesabı cebimizi ya da diğer maddi ihtiyaçlarımızı düşünmeden cevap verelim.90lardaki ya da 2000lerin başındaki gibi sadece Bom boş arazi ya da dağların değil , hedeflerin de nasıl tam isabet vurulabiceğini gösterdi. Hepsi de son 6-7 sene içinde olan şeyler.
Çok şükür olur olmaz karakol baskınları da yok, gece karanlığından ya da sisten yararlanıp kaçabilen teröristler de yok artık. Yurtdışında yaramazlık yapanlar ani operasyonla nasıl getirilir bunu da gördük . Erdoğan öncesi dönemi de iyi hatırladığımdan şimdilik bunlarla iktifa edelim .

tarım arazilerinde miras hukukunun değiştirilmesi, böylece toprak bölünmesi ve kullanılamayacak kadar küçülmesini engelledi.

Benim için tek iyi şey kapalı alanlarda sigara yasagi. O da aynı dönemde Avrupanin çoğu ülkesinde yasaklandı zaten. Başka bir parti de olsaydı yine o yasak gelirdi yani.

AKP zamaninda gerceklesen olumlu seyler tamamen doneme bagli oldu bence. Ustte de yazildigi gibi mesela sigara yasagi, sizce AKP olmasaydi suanda kapali mekanda sigara iciliyor olur muydu? Ucuslarin ucuzlamasi yazmis birisi, yapacak yorumum yok bile buna... Benim siradan vatandas olarak gozlemledigim ve AKP sayesinde oldu diyebilecegim bisey yok. Yol yaptilar ama olmasi gerekenin hala cok cok gerisindeyiz ulasim konusunda. 18 yilda yaptiklari yollar 5 yila sikistirilabilirdi yani. Demiryollari icin de aynisi gecerli. Edevlet tabi cok guzel sistem, belki bunun icin tesekkur edilebilir cunku hala Turkiye'den gelismis ulkelerde bile bu kadar merkezi ve nispeten duzgun calisan sistem yok.

Bu şekilde olmaz ki, bir şeyin yapılmasından bahsediliyorsa, bahsedilen yatırımın maliyetinden de bahsetmek gerekir.
Misal 1 birim paraya yaptırabileceğin hastaneyi / yolu veya başka bir yatırımı 10 birime yaptırmak hizmet midir? Veya yapılan hizmetin bir yararı yoksa sayılacak mı? Var mı bunun bir katsayısı?
Artısı ve eksisi ile düşünmek gerekir, hiç bir şey tek eksen de yürümez. Düz liste yazmak kolaydır ama pek de anlamlı bir işlem değildir.

Ayrıca dönemsel ilerleme ve genel konjonktürdeki değişikliklerin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Kentlerdeki ulaşım altyapısının gelişmesi, İnternet altyapısı veya Cep telefonu ve araba kullanım ve sahiplik oranlarının artması veya sosyal açıdan sigara yasakları ve tüketici hakları gibi pek çok olgu sadece ekonomi veya hükümet hizmeti ile açıklanamaz.

Hem de hizmetin nereden geldiğinin, nereden tetiklendiğinin gözden geçirilmesi gerekir.
Yine bir örnek, AB uyum programında yapılan değişiklikler, hükümetin mi yoksa AB programının mı yeniliğidir / hizmetidir.

Bimer/cimer ve sigara.

yapabilseydi cozum sureci.

Bence yaptığı en iyi iki şey,
Paradan altı tane sıfır atması
Sigara yasağı (sigara içen biri olarak söylüyorum bunu)

sağlık sistemi iyileşmedi.
sağlık sisteminde öncelikle full bilgisayarlı sisteme geçildi. bu süreci hızlandırdı. ikincisi doktorlarda performansa geçildi. yani günde 150 hasta bakan cildiyeci 9 saat tek hastaya beyin ameliyatı yapan doktordan çok para alıyor.

çünkü biri 150 diğeri 1 hasta bakıyor. bu sebeple eskiden beyin cerrahları hacettepe'den çıkarken şimdi x üniversitesinden çıkıyor.

kısaca sağlık sisteminde ilerleme yok.

bir de e-devlet e-bilet falan filan ya bunları IBM paket olarak satıyor zaten 2020'de artık. 1980'de bir tek CIA'de vardı bunlar. hizmet diye yazmayın.

olumlu yan ;
zorunlu eğitimde kitap ücretsiz olması
türban mevzusu
ilk 5-6 yıl yürütülen serbest ekonomi

Paradan alti sifir atilmasi.

ihtiyaç kredisi veriyorlar mı bu orandan. ne kredisi bu

O parayı hisse senedi altin gibi alanlarda değerlendirip faizden fazla kazandıracak bilgi ve beceriniz varsa mantıklı yoksa hiç bulaşmayın.

Ayrıca genel görüşün aksine ben ev alınacak uygun zamanların dusuk faiz değil yüksek faiz olduğunu düşünüyorum.

Faiz %20 düştüyse evler yüzde 40 zamlandı.

@efruz Konut kredisi

İyi kötü para kazanmayı bilen birinden bahsediyorsak tabi ki nakite dokunmayıp, düşük faizli kredi çekmek mantıklı.

min peşinat max kredi max vade. neden böyle dersen enflasyon 12 ortalamada seyreder 3-5 yıl. bu ödediğin aylık taksidi düşürüp gelirini artıracağını düşünürsek. tartışmayalı kapalı gerekçeyle kredi

Konut kredisini sana nakit vermiyorlar. Krediyi çektiğinde o parayı banka ev sahibine yolluyor. Yani senin o parayı nakit alıp altın/borsa/döviz yatırımı yapma şansın yok

@silah taciri öyle bir şey sormak istemedim yanlış anlaşılma olmuş. Elimdeki parayı değerlendirip kredi çekmek mi mantıklı yoksa o parayı hemen şimdi ödeyerek kredi çekmemek mi onu sormak istemiştim.

ben evi krediyle alıp, nakiti risk ölçülerime göre çeşitli yatırım araçlarında değerlendirirdim

İvd üzerinden kendine tebliğ et öyle ödersin.

Kendine tebliğ et derken, Anlayamadım?

en temiz vergi dairesinden ödersin. ayrıca 15 gün tebliğ tarihinden itibaren başlar.

Beyan ile ödeme de , bilgileri girerseniz, indirimi kendi sağlıyor

beyan usulü ödeyebilirsin. şu anda banka sistemlerine işlememiş oluyor.

önceden alınmış dövizin vergisi yok. yeni olarak tl'den yada başka bir para biriminden döviz alırken vergi var. fiziki altını kiralık kasaya koyabilirsin.

www.eksiduyuru.com
şuradaki cevabım geçerli

bankadan kasa kiralayın. küçük kasalar yıllık 200 tl civarı.

Tantuni +1. Belki 200 tl den biraz daha pahalı ama fiziki altın için kiralık banka kasası en iyisi bence. Döviz, saklayacaginiz yere çok güveniyorsanız riskli de olsa evde saklanabilir belki ama altın için durum farklı. Dedektör vs ile giren hırsız 5 dakikada patlatır zulanizi.

Evde altin saklamak deprem/hirsiz olayi yasanmasa bile sikinti. Uzun sureli bi yere gidince bir sey olacak dusuncesi insani rahatsiz eder. Isi borsa olmayanlarin disinda altin yatirimina kiyasla borsadan parasini artiran istisna sayilacak kadar azdir bence. Kiralik kasa mantikli.

bankaya dolar yatırınca vergi yok.

bence bir kısım evde, bir kısım bankada tutulabilir.

gittgidiyordan altın alırsam vergi koyulmuş halimi o fiyat yani mesela çeyrek altın

sosyal mesafe doğru bir terim.

bir sürü mesafe çeşidi var çünkü. mikroifadeler.com

gayet güzel bir terim bence.

fiziki mesafe daha uygun diye düşünüyorum ama belki insanları en başında evde kalmaya ikna etmek için sosyalleştiğiniz müddetçe virüs bulaşma ihtimali artar düşüncesiyle belki sosyali kullanmayı tercih etmişlerdir.

fiziki mesafe her şeyi kapsarken sosyal mesafe insanı kapsıyor. salgın mevzusu zaten insanı ilgilendirdiğinden (hastalığı bulaştırma-kapma) "sosyal mesafe" tanımı daha güzel ve anlamlı.

Fiziki mesafe olarak değiştirildi diye biliyorum.

Şubeyi sıkıştırın. Şube sisteme not ekler. Eksperler “banka bastırmayınca ilgilenmiyoruz” diyor. En geç 1 hafta içinde (aslında limit 3 gün) şubeye gelir eksper raporu. Eksper raporu gelmeden kredinin çıkmış olması ilginç ama...

soruna cevap olmayacak ama 3 farklı doktorun bana söylediği şey: check-up diye bir şey yoktur!

check-up'ta neye bakacaklar? Haydi kan testi diyelim. Başka? mr mı çekecekler, tomografi mi P.E.T. mi?

Merhaba+1

Ayrıca illa check up yaptıracaksan pazarlık yap. B grubu hastaneler kırar fiyatı

a101 e yarın geleni al ben aldım acayip memnunum

kabloluyu tek geçerim

@paramolacak o da en fazla 12mm kesiyor :/

tr-3200 powertec diye bir şey almıştım. corona dolayısıyla berberler kapalıyken kendim tıraş olmuştum bununla :)210 liraya almıştım. bi araştır istersen. şarjlı kendisi.

6 ay evden çıkamam hakkı değil de. 6 ay içinde boşaltma zorunluluğu diye düşünün.

evi aldıktan ilk 1 ay içinde mutlaka noterden ihtarname göndermelisin. yoksa eski sözleşmeyi kabul etmiş sayılırsın.

İhtarname gönderildikten sonra eğer kira sözleşmesinin bitimi 6 aydan uzun süreli ise kiracı 6 ay içinde evi boşaltmalıdır. Kiracı evden çıkmayı kabul etmiyorsa dava yoluyla tahliye edilebilir.

ihtarname standart bir metin mi yoksa süre/vade olayı haricinde içine biz de ibare, talep gibi bir şey ekleyebiliyor muyuz?

Almadan önce konuşsaydınız keşke kiracıyla. Kanunlar aşırı derecede kiracının yanında bu durumda. Tamam kardeş ben çıkmıyorum dava aç dese bir sene de dava sürse en az 1.5 - 2 sene uğraşıyorsunuz.

Benzer bir durumda kendisine iki kira bedeli kadar taşınma parası ödedim ve ancak öyle çıkartabildim. Şu anda halime şükrediyorum, korona sürecinden hemen önceydi yeni olsa hayatta çıkmazdı adamlar.

evi satan şahıs önceden haber vermiş kiracıya. satacağım, almak istiyor musun diye sormuş kiracı da istememiş. sonra biz satın aldık. kiracının evin satılacağından haberi var. dediğim gibi kanun elbette kiracıya bazı haklar tanıyordur. iş inada binerse uğraşırız tabiki ama uğraştırırız da. adam gibi uyarıyoruz. kanunun tanıdığı süre boyunca kalsın, ama sonrasında çıksın diyoruz biz de..

siz de borca girip oturmak için almışsınız. durumunu anlıyorum ama şuanki durumda kiracının hiç ev alma şansı yok. bu yüzden biraz da empati yaparak, konuşarak bu durumu çözmenizi tavsiye ederim. eğer zıtlaşırsanız sen de o da gereksiz sinir ve takıntı yapaacak ve işleri iyice yokuşa sürecek.

Noterden cekeceginiz ihtarnamenin suresini kacirmayin.Ustte yazilmis.

Normalde kiraciyi cikartmak zordur ancak sizin durumunuzda ev sahipligi degistigi icin ve oturacak yeriniz olmadigi icin daha kolay olur diye tahmin ediyorum.

Sakin yumusak davranip anlasirim ihtar cekmeyeyim demeyin

İhtarnameyi bugün çekeceğiz. Kiracıyla bugün görüşüldü, ta 2021 mayıs sonu demiş. Kiracının yazlığa gitme durumları filan da varmış. Biz bugün hemen ihtarnameyi çekip ilk adımı atacağız. peki ihtarnamenin eline ulaşmaması durumunda ne oluyor? Bir de ihtarnameyi çektikten 6 ay sonra dava açılmak zorunda mı yoksa o insiyatif bizde oluyor mu? Yani 6 ay değil de 7-8 ay

Sözleşme bitene kadar çıkaramazsınız. Sözleşme sonrası da işi yokuşa sürme ihtimali yüksek.

O yüzden avukata danışmanızı öneririm. İhtarnamenin usülüne uygun yapılması ve avukat dili ile uyarılması karşı tarafa daha söz geçirici oluyor.

İhtarname bundan sonraki sürecin dayanak noktası olacak. Kıyın paraya avukata hallettirin ihtarnameyi.

ala ala oturmak için kiracılı ev mi aldınız zilyon tane evin arasından :) çok uğraştırır, çıksa bile çok afedersin içine sıçar o evin çıkmadan.

@inancsiz deve sadece boş evler mi satın alınıyor? :) ev sahibi önceden haber vermiş. "Evi satacağımm, almak istiyorsan sen al yoksa başkasına satılacak bu ev" demiş. Adam da belki maddi durum belki de canı istemediği için almamış evi. Şimdi zaten pat diye evden çıkmasını beklemiyoruz. İnsanlık hali. Biz de kirada oturuyoruz ve hem ev sahibimiz hem de biz mağdur olmayalım diye ev sahibimize çıkacağımızı söyleyemedik durum netleşmediği için. Satın aldığımız kişi kiracıyla olan kira sözleşmesini gönderdi. 1 ekim 2017 tarihli. Aksi durum olmadığında her 1 Ekim'de otomatik olarak 1 sene daha uzuyor kira sözleşmesi. Biz de hemen ihtarnameyi çekip önümüze bakmak istiyoruz. Çünkü satın alma sonrasında 1 ay geçince otomatik olarak kiracı 1 sene hak kazanıyor.

Evi aldiginizda, kiracinin sahip oldugu kontrat iptal olmaz, size devredilir.
1 ekim'deyse, o tarihe kadar oturma hakki var.
O tarihte cikmasi, sozlesmenin yenilenmemesi icin ihtar cekeceksiniz.
Daha erken cikilmasi istendiginde tasinma masrafini karsilamaniz gerekir.
Dava acarsaniz evde oturmaya devam eder dava suresi boyunca.
Kirayi da duzgun odemeye devam ederse, cok ugrasirsiniz.

Mobildeyim, degisiklik yapamiyorum.
Kanun degismediyse 6 ayda cikma falan diye bir sey yok.
O zaman kiraci neden sozlesme yapiyor?
Mal sahibi cani sikildikca evi satarsa 6ayda bir tasinmak gerekir, insanin guvencesi olmaz.
Ayni sey kiraciyken benim basima geldi birkac yil once.

Normal kontrat tarihinde cikmasi icin ihtar cekip bekleyeceksiniz, daha erken cikmasi isteniyorsa tasinma masrafini karsilayacaksiniz.

Emlakçı komisyonu olmaz.

yeni konut kredisi kampanyasında 0,64 oranından kullanabilirsin.

Müteahhitten alınca ev sıfır oluyor. 0.64 kredi oranı üzerinden kredi alabiliyorsunuz. Ama ev daha önce satılmış ise, isterse eve hiç kimse tasinmamis olsun. Ev ikinci el gibi değer görüyor sanırım bankada(bundaki keskin sinir nedir bunu ben de tam bilmiyorum). İkinci el eve de bankada 0.79 ve üzeri oranda kredi çıkıyor.
Yalnız müteahhitten alırken de şöyle bir durum var, bu arkadaşlar vergiden kaçmak için sanırım, evin değerini olduğundan düşük gösteriyorlar. Bu nedenle de bankadan ev için kredi çekerken o değer baz alınıyor.

Eğer aldığın ev kentsel dönüşüm projesi ise tapu harcı ödemiyorsun, bu çok önemli, 15-20 bin TL kazancın olur.

Paslı değilse olma bişi olmaz

1 tetanoz illa pasta olacak diye bişey yok.

kumda, tahtada, toprakta ve aklına gelmeyen bir sürü yerde olabilir.

tetanoz aşısına bağışıklık kazanmak için yanlış hatırlamıyorsam farklı zamanlarda 4 defa aşı olmak gerekiyor.

yani ilk oldun, 6 ay sonra tekrar oldun, ondan bilmem kaç zaman sonra 1 defa daha oldun, sonra 1 defa daha oldun.

aşı kartı falan vermişlerdi oradan aklımda kalmış.

gerek yok. her metalle bir yerini kesen hastaneye gitse oo. toprak içinde kalmış paslı cisimlerde oluyor genelde. rahat ol.

tetanoz için doğrudan toprağa temas olması gerekmekte. Hastaneye gidip durumu anlattığında gerek yok deyip yollayabilirler.

Gerek yok+1

Ben de gerek yok diyeyim de iyice rahatla, evdeki paslı birşeyde tetanoz mikrobu olmaz.